Zaten çektiği ilk iki film bunlar olduğu için tesadüfen kronolojik sırayla izlemeye başladım yani Tarantino filmlerini. Bu ikisini izlerken çok eğlendiğimi ve çok şaşırdığımı hatırlıyorum. Ama karakterlerin özgünlüğü, hikâyenin temposu ve kurgusuyla birleşince, konusu yüzeysel olduğu hâlde, ortaya özgün ve nitelikli bir sanat eseri çıkabiliyor. Bu iki filmi daha sonra, bu sefer orijinal dilinde izleyince düşündüklerim bunlar olmuştu. Sonra diğerlerini de izledim. Tarantino hakkında düşündüklerim, son filmi izledikten sonra pekişti: B filmleri [B movie] estetize edip sanat eseri hâline getiren bir adam. Hayli yüzeysel bir içeriğe sahip, düşük bütçeli film olarak tanımlayabiliriz B film kavramını. Pulp Fiction Oral Seks, başarılı ama pek de planlandığı gibi gitmeyen bir banka soygununun hikâyesi. İkincisi, beklenmedik şekilde yolları kesişen küçük çaplı bir mafya babası, sevgilisi ve iki tetikçisiyle, restoran soymaya çalışan bir çift ve gözden düşmüş bir boksörün yollarının kesişmesinin hikâyesi. Üçüncüsü, kendisini öldürmek isteyen gangsteri atlatmakla kalmayıp, onun parasını da alıp kaçmayı başaran bir kadının hikâyesi. Kill Bill: Vol. Death Proof hem konusu hem estetiği itibarıyla bir B film. Dünya Savaşı temalı B filmlerinden ilham alan bir savaş filmi parodisi. Django Unchained ve The Hateful Eight birer western. Gözden düşmekte olan ünlü bir aktör ile onun yakın arkadaşı olan dublörünün hayatından birkaç aylık bir kesit. Yani bir dönemin, belirli açılardan çekilmiş bir fotoğrafı bu film. Once Upon a Time… in Hollywood aslında bir B film sayılamaz ama içine özenle yerleştirilmiş B film unsurları olduğu Pulp Fiction Oral Seks. Yani onun değil ama Rick Dalton karakterinin rol aldığı film ve Pulp Fiction Oral Seks B film niteliğinde olduğunu görüyoruz. Film boyunca Rick Dalton, western filmlerinde, Soğuk Savaş temalı polisiye TV dizilerinde, reklam filmlerinde ve Giallo olarak bilinen, İtalyan yapımı, basit korku-gerilim filmlerinde rol alıyor. Biz de asıl filmin içinde, bu yapımlardan parçalar izliyoruz zaman zaman. Tabii ki asıl filmin yanı sıra bütün bu yapımların yönetmeni de aslında Tarantino. Bu filmlere ve ayrıntılarına hâkim olmamın nedeni, onları kısa bir süre önce kronolojik sırayla tekrar izlemiş olmam. Tekrar izlememin nedeni ise sinema zevkini şekillendiren filmler hakkında yazdığı kitabı okumadan önce Tarantino filmlerini hatırlama isteğim. Pahalı bulmakla beraber ilk fırsatta alacağımı biliyordum. Gitti, aldı ve kitabı bana hediye etmeye karar verdi. Bu ikisiyle birlikte on yedi bölümden oluşuyor ve her bölüm siyah bir sayfayla ayrılmış. Yani bir film gibi doğrudan başlıyor ve sekanslar hâlinde ilerliyor. Sonunda da epey ayrıntılı bir dizin var. Tarantino ilk bölümde sinemayla nasıl tanıştığını ve çocukluğunu nasıl bir çevrede geçirdiğini anlatarak lafa giriyor. Sinema sektörünün patronları tarafından kabul edilen bu düzenlemenin hukuki bir yanı yok; ancak sadece bu düzenlemeye göre çekilen filmler vizyona girebildiği için buna bir tür otosansür yasası demek mümkün. Önemli olan, anlamadığı bir şeyler olduğunu fark etse bile bunların neden yaşandığını anlaması. Yani iyi veya kötü bir olayın yaşandığını ve bunun nedenlerini anlayabildikten sonra çocuk filmdeki cinselliğe veya şiddete anlam veremese de olur, nasılsa zamanı gelince öğrenecek. Gayet adil. Bir filmin adını taşıyan bölümlerde sadece o filmden değil, o filmin çağrıştırdığı başka birçok filmden de bahsediyor Tarantino. Ailece sinemaya gitme devri başladıktan iki yıl sonra Connie ile Curtis boşanıyor. Oğlunu yanına alan Connie, kendisi gibi garson olan iki kadınla birlikte yaşamaya başlıyor. Quint bu kadınları ve onların bazı akrabalarını kendi ailesindenmiş gibi seviyor ama artık kendi başına daha fazla vakit geçirmeye başlıyor, mesela sinemaya genellikle yalnız gidiyor. Daha sonra Connie ve Quint ayrı bir eve taşınacak, Floyd da sevgilisinden ayrılıp, bu yeni evin bir odasında bir yıldan fazla kiracı olarak yaşayacak. Öyle bir itiraf ki bu, adalet ile intikam duyguları arasındaki farkı bulanıklaştırıp, insanı harekete geçmeye teşvik ediyor.
Tarantino Sineması ve Sinema Spekülasyonu - Manifold Doyurulamayan bu dürtüler sonucu yaşanan bilinçdışı. dondurma yalamayı oral sex ile özdeşleştiren reklamlardır. böyle devam ederse dondurma ergenlerin yediği, yerkende otuzbir çektiği yiyecek olacaktır. Psikanalitik kuram ise öfkeye yaklaşımında doyurulamayan cinsel ve yıkıcı dürtülerin rolünü vurgulamaktadır. kilavuzkarga: Filmlerde anlatılan fıkralar (yeni bir tane daha)Roger Corman, ve Hells Angels on Whells yön. Bu filmlere ve ayrıntılarına hâkim olmamın nedeni, onları kısa bir süre önce kronolojik sırayla tekrar izlemiş olmam. Kısaca konudan ziyade filmin kurgusu özellikle senaryo kurgusu çok hoşuma gitti, popüler kültüre acımasız bir darbe vururken bizim diyarların çok uzağına amerikan kültürüne vurduğu için darbeyi bazen beni ıskaladılar gibi hissettim, sonuçta güzel bir film izlenmeli Dönemin son filmini tespit etmek, nesnel olarak mümkün değil. Tekrar izlememin nedeni ise sinema zevkini şekillendiren filmler hakkında yazdığı kitabı okumadan önce Tarantino filmlerini hatırlama isteğim.
MAKARNA LÜTFEN! Sponsorluğunda
Aslında filmin çekim teknikleri ve çoğu şeyi tarz olarak Requiem For A Dream'e benziyor (Oral seks sahnesi dahil). Psikanalitik kuram ise öfkeye yaklaşımında doyurulamayan cinsel ve yıkıcı dürtülerin rolünü vurgulamaktadır. Ve adından da anlayabileceğimiz gibi Monroe'nun “sarışın bomba” ya da “seks bombası”. #TheBlonde Marilyn Monroe'nun hayatına odaklanıyor. Yıllardır acaba aynı. böyle devam ederse dondurma ergenlerin yediği, yerkende otuzbir çektiği yiyecek olacaktır. dondurma yalamayı oral sex ile özdeşleştiren reklamlardır. Doyurulamayan bu dürtüler sonucu yaşanan bilinçdışı.Kitabın Türkçesi için bkz. Bir sure sonra Paddy " Ah ahhh, canimmmm, iste benimm ozledigim sey buydu. Yani onun değil ama Rick Dalton karakterinin rol aldığı film ve dizilerin B film niteliğinde olduğunu görüyoruz. Hayatın farklı dönemlerinde farklı şekilde deneyimlenen bir film hakkında hem etraflı hem de ufak bir vakayiname. Ama karakterlerin özgünlüğü, hikâyenin temposu ve kurgusuyla birleşince, konusu yüzeysel olduğu hâlde, ortaya özgün ve nitelikli bir sanat eseri çıkabiliyor. Sonunda da epey ayrıntılı bir dizin var. Forumlarda ara. İsmini hatırlamıyordum ama, burada görünce bir anda çağırışım yaptı. Örneğin The Wild Angels yön. İçeriğinden fazlasını anlattığı gibi bir de ücretsiz eki var bu kitabın: Bir film listesi. Çok başarılı bir filmdi. Öte yandan bu dönüşüm de toplumsal bir dönüşümle ilgili. Yeni mesajlar Yeni medya Yeni medya yorumları Yeni profil mesajları Son hareketler. Tarantino hakkında düşündüklerim, son filmi izledikten sonra pekişti: B filmleri [B movie] estetize edip sanat eseri hâline getiren bir adam. Etiketler: Komik Toplama. Film boyunca Rick Dalton, western filmlerinde, Soğuk Savaş temalı polisiye TV dizilerinde, reklam filmlerinde ve Giallo olarak bilinen, İtalyan yapımı, basit korku-gerilim filmlerinde rol alıyor. Bununla beraber, içinden çıktığı toplumun hikâyelerini anlatan basit filmlerin bile o topluma dair bazı olguları açığa vurduğunu söylemek daha doğru olur. Bi gun hadi diyelim Billur Karayalçın İstanbul: Sub Press, Filmlerindeki eksantrik karakterler gibi bol küfürlü, çok iştahlı ve çok samimi bir üslup tutturmuş Tarantino. Dönemin son filmini tespit etmek, nesnel olarak mümkün değil. Uygulamayı yükle. Tabii ki asıl filmin yanı sıra bütün bu yapımların yönetmeni de aslında Tarantino. Hikâyeler güzeldir, kendini izletir ama izleyeni sarsan filme denk gelmek zordur bu dönemde. Öyle bir itiraf ki bu, adalet ile intikam duyguları arasındaki farkı bulanıklaştırıp, insanı harekete geçmeye teşvik ediyor. Kaldı ki hâlâ Yeni Hollywood anlayışıyla çekilenler vardır muhakkak. Kısaca konudan ziyade filmin kurgusu özellikle senaryo kurgusu çok hoşuma gitti, popüler kültüre acımasız bir darbe vururken bizim diyarların çok uzağına amerikan kültürüne vurduğu için darbeyi bazen beni ıskaladılar gibi hissettim, sonuçta güzel bir film izlenmeli Örneğin bir çocuğun geleceğinin, o henüz doğmadan şekillendiğini anlıyoruz bir kez daha. İlki, başarılı ama pek de planlandığı gibi gitmeyen bir banka soygununun hikâyesi. Dünya Savaşı temalı B filmlerinden ilham alan bir savaş filmi parodisi. Richard Rush, Django Unchained ve The Hateful Eight birer western. Bu ikisini izlerken çok eğlendiğimi ve çok şaşırdığımı hatırlıyorum. Birinci tekil şahıstan anlatmak daha havalı oluyor.