Ülkedeki krizin son kertede din odaklı bir boyuta evrilmiş olduğu gözlemlense de yaşanan sorunların birçok Afrika ülkesinde görülen Batı sömürgeciliğinin yarattığı siyasi, ekonomik ve toplumsal problemlerle yakından ilgili olduğu söylenebilir. Bu bağlamda da ülkede dinî, etnik ya da kabilevi aidiyetlerden kaynaklanan sorunlar bahane edilerek yapılan askerî darbe ve müdahaleler hiç eksik olmamıştır. Sonuç olarak, Afrika kıtasının barındırdığı toplumsal çeşitliliğin dil, din, etnik köken vb. Ülkedeki siyasi ve insani krizleri merkeze alan bu rapor, yılından bu yana çözülemeyen ve gittikçe kaotik bir hâl alan, bu sebeple de anlaşılmaya ihtiyaç duyduğunu düşündüğümüz sorunların izini sürmeyi hedeflemektedir. Coğrafi olarak ülkenin kuzey ve kuzeydoğu bölgelerinde yoğunlaşan Müslümanların, komşu ülkeler Çad ve Sudan ile kültürel olarak ilişki içinde bulundukları bilinmektedir. Bu süreçte misyonerler de işgalci güçlerin himayesinde bölgeyi Hristiyanlaştırmıştır. Orta Afrika halklarını köleleştiren Fransızlar, zorla çalıştırma ve sürgün uygulamalarıyla bölgeyi pervasızca sömürmüştür. Bu evrede yıldır bölgenin yerli halklarından biri olan Müslümanlar da siyasi ve ekonomik hayattan dışlanarak aşağılanmıştır. Ülkede Fransa güdümündeki hükümetler nezdinde, Müslüman azınlık her zaman sıkıntılara katlanan taraf olmuştur. Dinî köktenciliği önleme adına yapılan anayasal ve yasal düzenlemelerin hepsi, silahlı Hristiyanlardan ziyade Müslümanların yaşam alanını biraz daha daraltmıştır. Müslümanların hamlesinden birkaç ay sonra, Hristiyan Anti-Balaka milislerinin Müslüman devlet başkanını devirmek ve Müslümanlardan intikam almak için başlattıkları saldırılar, tam bir sivil katliamına dönüşmüştür. Bu olaylarda yüzlerce kişi hayatını kaybederken, yüz binlerce Müslüman da yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalmıştır. İnsanlar güvenli yerlere göç ederek canlarını kurtarmaya çalışırken geride bıraktıkları evleri, camileri, dükkânları ve tüm mal varlıkları Hristiyan milisler tarafından yağmalanıp yok edilmiştir. Bölgeye Fransız ve Afrikalı askerlerden oluşan bir barış gücü getirilmiş, ancak bu hamle de katliamları önlemeye yetmemiştir; hatta kimi bölgelerde Fransız askerlerinin Hristiyan milislere göz yumarak katliamlara seyirci kaldıkları kaydedilmiştir. Bir süre sonra varılan geçici anlaşma ile çatışmalar dursa da Müslüman azınlık boşaltmak zorunda kaldığı evlerine hâlâ geri dönememiştir. Başkent Bangui ve çevresinde yaşayan Müslümanların göçlerinden sonra gerçekleşen demokratik görünümlü bir seçimle Faustin-Archange Touadera, devlet başkanlığı görevine gelmiştir. Bu durum hem ülkedeki insani krizleri çözümsüz bırakmış hem çok ciddi güvenlik sorunlarına yol açmış hem de sosyal hizmetleri işlemez hâle getirmiştir. Fransızlar yılında fiilî olarak geri çekildiklerinde, ülkede tamamen yıkılmış bir ekonomi bırakmıştır. OAC, çok değerli ve fazla oranda altın ve elmas madenine, belli bölgelerde uranyum ve özellikle Müslüman nüfusun yoğun olarak yaşadığı Çad ve Sudan sınırına yakın kuzey bölgelerinde zengin petrol yataklarına sahip olmasına rağmen, bu kaynakların işletmesi tamamen Batılı şirketlerin tekelindedir. Ülkenin en önemli gelir kaynaklarından biri olan tarım alanları da Avrupalı beyazlara tahsis edilmiş, birçok tarımsal arazi yerel halkın elinden alınarak Batılı maden işletmelerine verilmiştir. Böylece bağımsızlığa rağmen ülkenin yer altı zenginlikleri beyazların elinde kalmaya devam etmiştir. Bu aşamada ülke yöneticilerinin mevcut Batılı şirketler yerine farklı ülkelerin şirketlerine yönelmesi, iç savaşın en temel ekonomik sebeplerinden biri olmuştur. Zira yılında Seleka milisleri tarafından devrilen François Bozize, ülkesinin başta Fransa olmak üzere Batılı aktörlere olan bağımlılığını azaltmak ve daha cazip kazançlar öneren başka aktörlerin tekliflerini değerlendirmek istemiş ve petrol, elmas ve uranyum yataklarının işletmesi için Güney Afrika ve Çin şirketleri ile çeşitli anlaşmalar imzalamıştır. Bu noktada özellikle eğitim, sağlık, ulaşım vb. OAC, bağımsızlıktan itibaren hep Batı destekli Hristiyan liderler tarafından yönetilmiştir. Ülkenin Fransız sömürgesi olduğu yıllarda da nüfusun çoğunluğunu oluşturan Hristiyanlar, yönetimde hep ayrıcalıklı kesim olmuştur. Ancak yılından sonraki bağımsızlık dönemi farklı bir siyasi yapılanma ve kadrolaşmayı gündeme getirmiştir. Sömürge yönetimine karşı mücadele veren animistler ve Müslümanlar, bağımsızlık sonrasında siyasi ve ekonomik olarak belirli bir ayrıcalık beklentisi içine girmişlerdir. Orta Afrika Cumhuriyeti Seks var ki Fransızlar, kendi destekledikleri kesimleri iktidarda tutmak için Protestan ve Katolik grupları güçlendirmeye devam etmiştir. Böylece yılına kadar, gerek seçimlerle gerekse askerî darbelerle siyasetin ve ordunun Hristiyanların elinde kalması sağlanmıştır. Hasılı OAC, bağımsızlığını kazanmasından itibaren sömürgeciliğin acı mirası olan ekonomik yıkıntının yanında siyasi yıkıntılarla da uğraşmak zorunda kalmıştır. Ülkedeki siyasi gerilimleri besleyen bir diğer unsur da sömürgecilerin çıkarlarına göre çizilen sınırların çarpıklığı ve toplum kesimlerinin yaşadığı Orta Afrika Cumhuriyeti Seks dağılımdır. Ülke sınırları belirlenirken, birlik içinde bir halk oluşturmak yerine Hristiyanlar ve Müslümanların ayrı ayrı bölgelerde yaşadığı, zoraki bir araya getirilmiş bir toplum oluşturulmuştur. Örneğin başkent Bangui, ülkenin güneyinde yer alan ve çevresindeki topraklarda Hristiyan nüfusun yoğun olduğu bir şehirdir. Ülkenin kuzey ve kuzeydoğusu da Müslümanların yoğun olarak yaşadığı yerlerdir. Bu bölgelerdeki Müslümanların komşu ülkelerdeki Çad ve Sudan akraba topluluklarla kurdukları ilişkiler, OAC yönetimlerini sürekli rahatsız eden bir faktör olmuştur. OAC, birçok Afrika ülkesi gibi yıllarca monarşi ile yönetilmiş, darbeler ve güç kavgalarına sahne olmuş bir ülkedir. Ülkede ilk çok partili seçimler yılında yapılmış, Ange-Felix Patasse devlet başkanlığına seçilmiş ve 10 yıl boyunca iktidarda kalmıştır. Ne var ki yılında Fransa tarafından desteklenen François Bozize askerî bir darbe ile ülke idaresine el koymuştur. Nüfusun dörtte birini oluşturmalarına rağmen bağımsızlığa kavuştuğu günden bu yana hiçbir dönemde ülkede Müslüman bir devlet başkanın yönetime gelmesine izin verilmemiştir. Siyasi kazanımlar bir yana, Müslüman azınlık en temel insani haklar konusunda dahi ayrımcılığa maruz kalmıştır. Bu durum, alttan alta bir huzursuzluk kaynağı olurken, ülkedeki sosyoekonomik adaletsizlikler ve yolsuzluk dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Zira siyasi kontrolü elinde tutan Hristiyanlar, Müslümanlara uyguladıkları ayrımcılık konusunda Batılı ülkelerce hiçbir şekilde eleştirilmemişlerdir. Din, sömürgeci ve kapitalist Batı açısından kendi çıkarları için kullanabileceği pratik bir araç olarak kabul edilse de Orta Afrika Cumhuriyeti Seks bir Hristiyan Afrikalı için en önemli değerlerden biridir. Anti-Balaka adıyla bilinen Hristiyan milislerin Müslümanlara yönelik katliam ve işkenceleri bu anlayışın en somut yansımasıdır.
Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Siyasi ve İnsani Durum
Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki cinsel istismar vakaları BM'yi harekete geçirdi | Euronews Birleşmiş Milletler (BM), Orta Afrika Cumhuriyeti'nde görev yapan barış gücü askerlerinin çocuklara cinsel istismarda bulunduğu iddiaları. Birleşmiş Milletler (BM), Orta Afrika Cumhuriyeti'nde BM Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu'na (MINUSCA) bağlı askeri personeli. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Siyasi ve İnsani Durum - İNSAMERYeşil Burun. Ülkedeki en ciddi sorunlardan biri de yabancı askerlerden kaynaklı suistimallerdir. Nüfusun dörtte birini oluşturmalarına rağmen bağımsızlığa kavuştuğu günden bu yana hiçbir dönemde ülkede Müslüman bir devlet başkanın yönetime gelmesine izin verilmemiştir. Erkek 'den beri yasadışı Uygulanmıyor Kadın her zaman yasal. Ülkenin kuzeyindeki kırsal kesimlerde faaliyet gösteren rakip silahlı grupların kendi aralarında çatışmaları yüzünden insanların tarım alanlarını terk etmesi de gıda fiyatlarının fahiş oranda artmasına sebep olmuştur.
Fransa takviye gönderiyor
Video. Birleşmiş Milletler (BM), Orta Afrika Cumhuriyeti'nde BM Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu'na (MINUSCA) bağlı askeri personeli. Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki uluslararası barış gücü askerleri hakkında ortaya atılan cinsel istismar ve taciz suçlamalarına. Orta Afrika Cumhuriyet'inde görevli barış gücü askerleri hakkında çıkan cinsel istismar iddialarına yenileri eklendi. Birleşmiş Milletler (BM), Orta Afrika Cumhuriyeti'nde görev yapan barış gücü askerlerinin çocuklara cinsel istismarda bulunduğu iddiaları.İddialar, Bangui yakınlarındaki kampta, Aralık — Haziran dönemini kapsıyor. Bölgeler Türkiye Almanya Avrupa Ortadoğu. İlgili makamların konu medyaya yansıdıktan sonra iddiaların üzerine gittikleri belirtildi. Erkek 'den beri yasadışı Uygulanmıyor Kadın her zaman yasal. İnsanlar güvenli yerlere göç ederek canlarını kurtarmaya çalışırken geride bıraktıkları evleri, camileri, dükkânları ve tüm mal varlıkları Hristiyan milisler tarafından yağmalanıp yok edilmiştir. Kısıtlı Tanınan Devletler [ kaynağı değiştir ]. Anti-Balaka milislerinin Müslümanlara karşı gerçekleştirdiği işkence dolu katliamlarla ev ve camilerin yakılması haberleri ise pek gündeme getirilmemiştir. Bunun üzerine ülkede Hırıstiyan — Müslüman çatışması patlak vermişti. Saint Helena. En uzun gece: Kış gün dönümü tarih boyunca neden ve nasıl kutlandı? Sierra Leone. Kuzey Afrika [ kaynağı değiştir ]. Yeşil Burun. Arama Yap. For quick access to purging functions, activate the UTC live clock or Purge tab gadgets in your preferences. Güneydoğu Afrika [ kaynağı değiştir ]. Başkent Bangui ve çevresinde yaşayan Müslümanların göçlerinden sonra gerçekleşen demokratik görünümlü bir seçimle Faustin-Archange Touadera, devlet başkanlığı görevine gelmiştir. Ayrımcılık karşıtı yasalar cinsiyet kimliğini de dahil ederek yorumlanır; yasal cinsiyet cerrahi ya da tıbbi tedaviden sonra değiştirilebilir. Tüm eşcinsel karşıtı ayrımcılığı yasaklar. Güncel Videolar. Sözcü, iddialara göre 4 kız çocuğunun cinsel istismar mağduru olduğunu kaydetti. Ancak yılından sonraki bağımsızlık dönemi farklı bir siyasi yapılanma ve kadrolaşmayı gündeme getirmiştir. Rus şirketleri, iki ülke arasındaki askerî ve diplomatik hamlelerin hemen ardından ülkede maden alanında yatırımlar yapmaya başlamıştır. İşte dünyanın en tehlikeli on çatışma bölgesi… Barış içinde bir dünya tüm insanlığın umudu. Güney Afrika'da tecavüz ve cinayete iki müebbet. BM Genel Sekreter Yardımcısı Eliasson, cinsel şiddet, işkence, yargısız infaz ve mezhepsel şiddet olaylarında artış olduğunu söyledi ve ekledi:. Ülkede ilk çok partili seçimler yılında yapılmış, Ange-Felix Patasse devlet başkanlığına seçilmiş ve 10 yıl boyunca iktidarda kalmıştır. Bazı eşcinsel karşıtı ayrımcılıklar yasaktır. Ülke sınırları belirlenirken, birlik içinde bir halk oluşturmak yerine Hristiyanlar ve Müslümanların ayrı ayrı bölgelerde yaşadığı, zoraki bir araya getirilmiş bir toplum oluşturulmuştur. Yasadışı Ceza: Ömür boyu hapse kadar [ 1 ]. Bu bağlamda Fransızlar, ülkede iş yapan tüm Avrupalı şirketlerin çıkarlarını koruyan bir aktör rolüne bürünmüştür. Barış Gücü kapsamında ülkede 10 binden fazla asker görev yapıyor. Fransa takviye gönderiyor. Fas Batı Sahra ile birlikte. Bu bağlamda da ülkede dinî, etnik ya da kabilevi aidiyetlerden kaynaklanan sorunlar bahane edilerek yapılan askerî darbe ve müdahaleler hiç eksik olmamıştır.